Panik Bozukluk: Bedeninizdeki Yanlış Alarmı Susturmak
Gerçek bir tehlike anında hepimiz korku ve kaygı yaşayabiliriz; kalbimiz hızla çarpar, nefesimiz sıklaşır. Bu, vücudumuzun doğal “savaş ya da kaç” tepkisidir. Ancak Panik Bozukluk, ortada hiçbir gerçek tehlike yokken bedenin bu alarmı aniden ve tekrar tekrar çalıştırmasıdır. Aniden başlayan ve dakikalar içinde zirveye ulaşan yoğun korku nöbetleri, yani panik ataklar, kişinin hayatını adeta bir esarete çevirebilir.
Eğer beklenmedik anlarda gelen bu yoğun korku nöbetlerini ve bir sonrakinin ne zaman geleceğine dair sürekli bir endişeyi yaşıyorsanız, bu durumun bir çözümü olduğunu bilmelisiniz.

Panik Bozukluk Nedir?
Panik Bozukluk, tekrarlayan, beklenmedik panik ataklar ve bu ataklar arasında yeni bir atak geçirme korkusu (beklenti anksiyetesi), atakların sonuçlarına dair (kalp krizi geçirme, kontrolü kaybetme, çıldırma gibi) endişeli düşünceler ve ataklardan kaçınmak için geliştirilen davranış değişiklikleri ile karakterize bir anksiyete bozukluğudur. Kişi sadece ataktan değil, atağın kendisinden korkmaya başlar.
Panik Bozukluk Nedenleri ve Risk Faktörleri
Panik Bozukluğun gelişiminde tek bir neden olmamakla birlikte, çeşitli faktörler rol oynar:
- Genetik Yatkınlık: Aile üyelerinde panik bozukluk veya diğer anksiyete bozuklukları olan kişilerde görülme riski daha yüksektir.
- Biyolojik Faktörler: Beynin korku ve alarm mekanizmalarının aşırı hassas çalışması, nörotransmitter dengesizlikleri.
- Psikolojik Faktörler: Normal bedensel duyumları (hafif çarpıntı, nefes değişikliği gibi) felaket senaryolarıyla yorumlama eğilimi (felaketleştirme). Geçmişte yaşanan travmalar veya yüksek stres seviyeleri önemli tetikleyicilerdendir.
- Çevresel Faktörler: Büyük bir yaşam değişikliği, sevilen birinin kaybı veya yoğun stresli olaylar ilk panik atağı tetikleyebilir.
Yaygın Görülen Belirtileri Nelerdir? (Panik Atak Belirtileri)
Bir panik atak sırasında aşağıdaki belirtilerden en az dördü aniden ortaya çıkar ve yaklaşık 10 dakika içinde en yüksek seviyesine ulaşır:
- Fiziksel Belirtiler:
- Çarpıntı, kalbin küt küt atması veya kalp hızında artış.
- Terleme, titreme veya sarsılma.
- Nefes darlığı veya boğuluyormuş gibi hissetme.
- Göğüs ağrısı veya göğüste sıkışma.
- Mide bulantısı veya karın ağrısı.
- Baş dönmesi, sersemlik, düşecekmiş veya bayılacakmış gibi hissetme.
- Vücutta uyuşma veya karıncalanma hissi.
- Üşüme, ürperme veya ateş basmaları.
- Bilişsel ve Duygusal Belirtiler:
- Yoğun bir ölüm korkusu.
- Kontrolü kaybetme veya “çıldırma” korkusu.
- Gerçekdışılık hissi (derealizasyon) veya kendine yabancılaşma (depersonalizasyon).
Ne Zaman Profesyonel Destek Alınmalı?
- Birden fazla beklenmedik panik atak yaşadıysanız.
- Ataklar arasında sürekli olarak yeni bir atak geçirme endişesi taşıyorsanız.
- Atak geçirme korkusuyla belirli yerlere gitmekten veya belirli durumları yapmaktan (spor, kalabalık yerler, toplu taşıma vb.) kaçınıyorsanız.
- Günlük yaşamınız, iş performansınız veya sosyal ilişkileriniz bu durumdan olumsuz etkileniyorsa.
Bu Durum Size Tanıdık Geliyorsa…
Yukarıdaki maddeler yaşadığınız süreci tanımlıyorsa, bu korku ve endişe döngüsünü kırmanız için size destek olmak üzere burada olduğumu bilmenizi isterim. Yardım aramak, hayatınızın kontrolünü yeniden elinize almak için atacağınız en güçlü adımdır. Gelin, İstanbul Kadıköy’deki, Bağdat Caddesi (Caddebostan) üzerinde bulunan kliniğimde size özel bir yol haritası çizelim ve bu zorlu süreci birlikte yönetelim.
Dr. Emine Kılınç ile Tedavi Yaklaşımları
Panik Bozukluk, tedavisi mümkün olan bir rahatsızlıktır. Kadıköy’deki kliniğimde, kanıta dayalı ve size özel yaklaşımlarla bu “yanlış alarm” sistemini yeniden düzenlemeyi hedefliyoruz.
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Panik Bozukluk tedavisinde altın standart olarak kabul edilir. Bedensel belirtileri felaket olarak yorumlayan düşünceleri yeniden yapılandırmayı ve kaçınma davranışlarını ortadan kaldırmayı içerir.
- İlaç Tedavisi: Özellikle atak sıklığını ve şiddetini azaltmak için gerekli durumlarda antidepresanlar (özellikle SSRI grubu) tedaviye dahil edilebilir.
Panik Bozukluk Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Panik Atak ve Panik Bozukluk aynı şey midir?
Hayır. Panik atak, tek bir yoğun korku nöbetidir. Panik Bozukluk ise, tekrarlayan ataklar ve bu ataklara dair sürekli bir endişe halini içeren tıbbi bir tanıdır.
Panik atak kalp krizine neden olur mu veya öldürücü müdür?
Hayır. Panik atak belirtileri kalp krizini taklit edebilse de, ataklar fiziksel olarak zararsızdır ve ölüme neden olmaz. Bu, vücudun abartılı ama zararsız bir alarm tepkisidir.
Panik atak anında ne yapmalıyım?
Atak sırasında bunun bir panik atak olduğunu ve geçeceğini kendinize hatırlatın. Dikkatinizi etrafınızdaki nesnelere veya yavaş ve derin nefes almaya odaklayın.
Panik Bozukluk tedavi edilmezse ne olur?
Tedavi edilmediğinde, Panik Bozukluk genellikle Agorafobi’ye (atak gelebileceği korkusuyla evden çıkamama, kalabalıklara girememe gibi) yol açabilir ve kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir.
Tedavi ne kadar sürer?
Süreç kişiye göre değişmekle birlikte, Bilişsel Davranışçı Terapi ile genellikle 12-16 seansta önemli ilerlemeler kaydedilir.
İlaç kullanmak zorunda mıyım?
Her zaman değil. Hafif ve orta şiddetteki vakalarda sadece psikoterapi yeterli olabilir. Ancak şiddetli vakalarda ilaç tedavisi süreci oldukça kolaylaştırır ve etkinliği artırır.
Kafein ve alkol panik atakları tetikler mi?
Evet. Kafein gibi uyarıcılar, çarpıntı gibi bedensel belirtilere yol açarak panik atağı tetikleyebilir. Alkol ise başlangıçta rahatlatsa da, etkisi geçince anksiyeteyi artırarak atak riskini yükseltebilir.
Hayatınızı panik atak korkusuyla sınırlamak zorunda değilsiniz. İçinizdeki gücü yeniden keşfetmek ve “yanlış alarmlar” olmadan huzurlu bir yaşam sürmek için size tüm uzmanlığımla destek olmaya hazırım. İstanbul, Kadıköy, Bağdat Caddesi’ndeki kliniğimde tanışmak ve bu yoldaki ilk adımı birlikte atmak için benimle iletişime geçebilirsiniz.